Camelot Maritime, Son Üç Yılda 250 Bin Turisti Türkiye’ye Taşıdı
KRUVAZİYER TURİZMİ SÜRDÜRÜLEBİLİR CARİ DENGE HEDEFİNE BÜYÜK KATKI SAĞLIYOR
Bölgesel çatışmalara ve küresel ekonomik dalgalanmalara rağmen Türk turizmi, 2025’in ikinci çeyreğinde rekor seviyelere ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2025 yılı ikinci çeyrek sonunda turizm gelirleri yıllık bazda 62,9 milyar dolara, ziyaretçi sayısı ise 62,7 milyon kişiye yükseldi. Bu başarının arkasında, özellikle kruvaziyer turizminde sağlanan atılım büyük rol oynadı. Bu alandaki öncü isimlerden biri olan Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, son üç yılda 250 binin üzerinde turisti Türkiye’ye getirerek, hem ülke ekonomisine milyonlarca dolar döviz girdisi sağladı hem de uzun süredir atıl durumda olan Karadeniz limanlarını yeniden canlandırdı.
Türkiye kruvaziyer turizminde altın çağını yaşıyor. Pandemi sonrası küresel seyahat trendlerinde yaşanan hızlı toparlanma ve Türkiye’nin turizmdeki rekabetçi avantajları, kruvaziyer sektörünü yeniden hareketlendirdi. Artan yolcu trafiği, liman kentlerinde ekonomik canlanma yaratırken, turizm gelirlerinin artmasında da önemli rol oynuyor.
Camelot Maritime, Limanları Yeniden Canlandırdı
Türkiye’nin önde gelen denizcilik ve turizm şirketlerinden Camelot Maritime, son üç yılda 250 binin üzerinde kruvaziyer turistin Türkiye’ye doğrudan gelmesini sağladı.
Bu başarının arkasındaki isim olan Kaptan Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, yalnızca bir özel sektör temsilcisi değil; aynı zamanda bu ülkenin denizlerinden kazandığını yine bu ülkeye kazandıran bir isim olarak öne çıkıyor.
Şirketin liderliğinde gerçekleştirilen seferlerle, sadece İstanbul, Kuşadası ve Antalya gibi geleneksel turizm merkezleri değil; Trabzon, Sinop, Amasra, Samsun ve İzmir gibi liman kentleri de yeniden uluslararası kruvaziyer turizminin rotasına girdi.
Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, yürüttükleri çalışmaların sadece ticari değil, aynı zamanda milli bir misyon taşıdığını ifade etti. Çavuşoğlu, “Biz Türkiye’ye turist getiriyoruz. Yolcumuzu dışarıya değil, dışarıdan ülkemize taşıyoruz. Her gelen turist vergi ödüyor, yerel işletmelerden alışveriş yapıyor, ülkemizin kültürünü tanıyor. Bu bizim için sadece bir iş değil, bu ülkeye duyduğumuz sevginin bir karşılığı. Limanlarımız canlanıyor, Karadeniz yeniden haritada yerini alıyor. Türkiye’ye döviz kazandırmak, liman şehirlerini canlandırmak bizim için bir ticari faaliyet değil, vatan görevidir.” dedi.
Sürdürülebilir Turizm ile Cari Açığın Kapanmasına Büyük Katkı
Türkiye’nin dış ticaret dengesini destekleyecek yapısal alanların başında gelen turizm sektörü, özellikle yüksek harcamalı ziyaretçi profili sayesinde döviz girdisinin en hızlı elde edildiği kaynaklardan biri olarak öne çıkıyor. Kruvaziyer turistleri, otel konaklamasından liman vergilerine, şehir turlarından gastronomiye kadar çok sayıda sektöre katkı sunuyor.
Çavuşoğlu, kruvaziyer yolcularının günlük kişi başı harcamasının klasik turist ortalamasının çok üzerinde olduğunu vurgulayarak, ‘‘Bir kruvaziyer yolcusu Türkiye’ye geldiğinde sadece fotoğraf çekip gitmiyor. Alışveriş yapıyor, tarihi mekanları geziyor, yöresel lezzetleri tadıyor. Bu hem yerel esnaf hem de ülke ekonomisi için değerli bir kaynak. Bu nedenle kruvaziyer turizmi, doğrudan sürdürülebilir cari denge politikalarının merkezinde yer almalıdır.” İfadelerini kullandı.
Milli Stratejiye Hizmet
Küresel turizmde büyük pay sahibi olan kruvaziyer segmentinde Türkiye’nin daha fazla söz sahibi olması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, yerli özel sektörün devlet politikalarıyla uyum içinde hareket etmesinin önemine dikkat çekti.
“Vizyonumuz sadece bir şirket olmak değil; Türkiye’yi kruvaziyer turizminin merkez ülkelerinden biri haline getirmek. Bu doğrultuda çalışırken hem bayrağımızı uluslararası sularda dalgalandırıyor hem de Türk turizmine yeni pencereler açıyoruz.”
