Balıkesir’de düzenlenen Kent Konseyleri Sempozyumu’na katılan Başkan Büyükakın, ‘’Geleceğin Kentlerinde İşbirliği ve Dayanışma’’ konusunda görüşlerini paylaştı
‘’Geleceğin kentlerinde daha katılımcı oluşumlara ihtiyaç var’’
Marmara Belediyeler Birliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Balıkesir’de düzenlenen III. Kent Konseyleri Sempozyumu’na katıldı. ‘’Geleceğin Kentlerinde İşbirliği ve Dayanışma’’ konulu belediye başkanları özel oturumunda söz alan Başkan Büyükakın, ‘’Geleceğin kentlerinde daha katılımcı oluşumlara ihtiyaç var. Kocaeli’de kenti ilgilendiren büyük meselelerde; bu projelerden hangisi yapılmalı gibi konularda, STK’larla toplantılar yapıyoruz. Kent konseyleri de burada ciddi bir rol üstleniyor. Belediyelerin bütçelerinden pay ayrılarak onun STK’lara kent konseyleri aracılığıyla kullandırılmasının önümüzdeki dönemde gündeme gelmesi gerektiğini düşünüyorum’’ dedi.
GELECEĞİN KENTLERİNDE İŞBİRLİĞİ VE DAYANIŞMA
‘’Geleceğin Kentlerinde İşbirliği ve Dayanışma’’ başlığıyla düzenlenen III. Kent Konseyleri Sempozyumu, Balıkesir’de toplandı. Avlu Kongre Merkezinde Balıkesir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın ev sahipliğinde gerçekleşen sempozyuma Başkan Büyükakın’ın yanı sıra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir katıldı. Başkan Büyükakın, Yalova İl Genel Meclis Başkanı Hasan Soygüzel’in moderatörlüğünde düzenlenen belediye başkanları özel oturumunda sempozyuma katılan belediye başkanları ve konuklara seslendi.
BAŞKAN BÜYÜKAKIN SEMPOZYUMDA KONUŞTU
Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Balıkesir Kent Konseyi tarafından desteklenen sempozyumun moderatörü Soygüzel, ‘’Geleceğin Kentlerinde İşbirliği ve Dayanışma’’ konusunda çok önemli şeyler söyleyeceğini ifade ederek Başkan Büyükakın’a söz verdi. Konuşmasına sempozyumda yer alan belediye başkanlarını ve konukları selamlayarak başlayan Başkan Büyükakın, geleceğin kentlerinin ele alındığı sempozyumda öncelikle geleceğe yönelik bir şeyler söylemek gerektiğini ifade etti.
GLOBAL RİSK HARİTASINA DİKKAT ÇEKTİ
Gelecek söz konusu olduğunda kısa süre önce yayınlanan global risk haritasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak konuşmasına başlayan Başkan Büyükakın, ‘’Burada iklim değişikliği büyük önem taşıyor. Salgınlardan söz ediyor. Güvenlikle ilgili riskler de var haritada. Bu harita bize diyor ki, dünyada bambaşka bir şey oluyor. Oysa kent konseyleri yıllardır bu konularla ilgili gündem oluşturuyor. Elinde çekiç olan herkes her şeyi çivi gibi görmeye başlıyor. Oysa bütünü görmek lazım. Bir yandan sürdürebilir kalkınma hedefleri var. İnsanın insanla, insanın evrenle ve yaratıcısıyla ilişkilerini değiştirmediğiniz bir dünyada biz bu tartışmaları daha çok yaparız’’ ifadesini kullandı.
‘’İNSANLIĞI TEHDİT EDEN YİNE İNSANLIK’’
Küresel ısınma devam ettiği sürece dünyadaki pek çok olayı tetikleyeceğine dikkat çeken Başkan Büyükakın, konuşmasına şu sözlerle devam etti; ‘’Burada tehdit altında olan insanlık ve bu tehdidi oluşturan yine insanlık. Kent konseylerinde bu noktada odak kaybı yaşandı, altını çizmek istiyorum. Farklı ölçeklerden baktığınızda farklı gerçekler görüyorsunuz. Yerel ve bölgesel, ulusal ve global ölçekler var. Buna göre yaklaşım sergilemeniz gerekiyor. Geleceğin kentlerinde iş birliğini konuşacağımız bu sempozyumda, bugün zemin de buna çok uygun.’’
‘’GELECEĞİN RİSKLERİNE KARŞI YERELDEN ÖNLEMLER‘’
‘’Biz pandemide gördük ki birileri aşı olmadığı zaman aşısızların pandemisi oluyor. Biz kaç doz aşı olursak olalım birileri maskesini takmadığı zaman, gerekli önlemleri almadığı zaman problem ortadan kalkmıyor. En son Marmara Belediyeler Birliği olarak bizim sıcak gündemimiz müsilaj oldu. Kocaeli’de tedbir aldığımızda Marmara’da sorun çözülmüyor, Marmara’daki tüm belediyelerin tedbir alması gerekiyor. Bu nedenle 2. Maruf forumunda iki kavrama vurgu yaptık; Yeniden düşünme ve birlikte hareket etme. Aslında bazı meseleler üzerinde yeniden düşünmemiz lazım. Geleceğin dünyasının şehirler üzerinde oluşturduğu tehditleri yerelden nasıl çözebiliriz onu düşünmemiz lazım. Geleceğin risklerine karşı yerelde ne göreceğimiz, ne yapacağımız çok önemli. Katılımcılık, kentlilik hakları, şeffaflık gibi kavramları yeniden konuşmamız lazım, yerelden bakınca böyle görünüyor.’’
‘’KISA VE UZUN VADELİ RİSKLERİ ELE ALMALIYIZ’’
Dayanıklı şehirleri, sürdürülebilirlik, akıllı şehircilik uygulamalarının daha çok konuşulması gerektiğini de vurgulayan Başkan Büyükakın, salondakilerin dikkatle dinlediği konuşmasına şöyle devam etti; ‘’Diğer yandan iklim değişikliği, afetler, kıtlıklar, sağlık, gıda temini, sürdürebilir kalkınma, susuzluk gibi riskleri konuşmamız lazım. Kısa ve uzun vadede riskler var. Su sorununu nasıl yöneteceğiz? Makro problemleri düşündüğünüz zaman küçük bazı faydalardan vazgeçmeniz gerekiyor. Bu çok önemli bir fay hattıdır yerel demokrasi açısından. Çok büyük meselelerimiz var. Dünyanın yeni ticaret yolları, yeni petrol ve enerji hatları var. Bunları bir arada düşündüğümüzde şehirlerin bağlantısını sağlayan lojistik ve enerji hatlarını kuran yapıları hayata geçirirken, o büyük makro ölçekli planların yolundan giderken, belki yerel ölçekte çok kıymetli bir beldede her şeyi alt üst edebilirsiniz.’’
‘’KENTSEL DÖNÜŞÜM İSTANBUL VE KOCAELİ İÇİN GEREKLİLİK’’
‘’Bunlar kolay yürütülebilecek süreçler değildir. Burada yaptığımız işin doğasına yönelik olaylar var. Biz 5 yıllık dönemliklerde seçiliyoruz. Ama memleketin, şehirlerin meseleleri çok uzun yıllar sürüyor. Örneğin bir kentsel dönüşüm yapsanız çok farklı meseleler ortaya çıkıyor. Belki 5 yılda ancak proje hazırlamanız gerektiğinde zaten döneminiz bitiyor. Bir tarafta kentsel dönüşüm İstanbul ve Kocaeli gibi deprem riski altındaki kentler için bir gereklilik. Bir yandan kentsel dönüşüm yapmaya çalışırken bir yandan başka hesaplar da yapıyorsunuz. Politikacıların görme bozukluğu nasıl çözülecek, küçük ve büyük meseleler arasındaki bağlar nasıl kurulacak? Burada iş tamamen kent konseylerine düşüyor.’’
‘’GLOBAL FARKINDALIK VE YEREL MESELELERDE AKSİYON’’
Global farkındalık oluştururken, ancak yerel meselelerde aksiyon alınması gerektiğine dikkat çeken Başkan Büyükakın, demokrasiye yönelik sözleriyle konuşmasını tamamladı: ‘’Burada yöneticilerin siyaset yapma şekli ve insana bakışı çok önem taşıyor. Bunun için en iyi bildiğimiz yol demokrasi… Demokrasi çoğulcu bir rejimdir, ancak çoğunlukçu bir rejim değildir. Çoğulculukta katılım mekanizmalarını geliştirmeniz gerekiyor. Ben belediye meclislerinin o kadar da işlevsiz olduğu kanaatine katılmıyorum. Demokrasilerde insanlar kendi temsilcilerini seçerler. Mecliste o halkın kanaatleri, görüşleri temsil edilir. Orada bir uyum sorunu varsa yani halkın iradesi meclise yansımıyorsa, başka vesayet mekanizmaları varsa, seçilen seçildikten sonra onu seçenlerin aksine hareket ediyorsa; seçenlerin de kontrol mekanizmaları vardır. Yeniden seçmemek için 5 yıl daha beklemek yerine aradaki mekanizmaları oluşturmanın aracıdır kent konseyleri. Aslında meclisler de böyledir, kent konseyleri de böyledir. Demokraside muhalefetin sağlıklı oluşu da bu nedenledir. ‘’
‘’KOCAELİ’DE KATILIMCILIĞI ÖN PLANDA TUTUYORUZ’’
‘’Kent konseylerinin ajandasında global gelişmeler daha yoğun yer almalıdır. Kocaeli’de bunları yoğun şekilde yapıyoruz. Katılım meselesiyle ilgili mevzuatın müsaade etmediği problemler var. Geleceğin kentlerinde daha katılımcı oluşumlara ihtiyaç var. Bunun en alt basamağı vatandaşa ne zaman, nerede, ne iş yaptığının, nereyi kazacağının bilgisini vermektir. Vatandaşa ben bu işi yapacağım ama hangi saate yapayım diye sorduğunda bir üst düzeye çıkıyordun. Karar alma süreçlerine önceden katılımını sağlarsan, önceden danışmaya başlarsan katılımcılık artmış oluyor. Biz bunları kenti ilgilendiren büyük meselelerde; bu projelerden hangisi yapılmalı gibi STK’larla toplantılar yapıyoruz. Kent konseyleri de burada ciddi bir rol üstleniyor. Olması gereken çok önemli bir şey daha var. Mevzuatta bu konuda değişime ihtiyaç var. Avrupa Konseyi İşbirliği çevre programlarında olduğu gibi bütçe kullandırma konularını gündeme almalıyız. Kent konseylerinin de gündemine bunu alması lazım. Avrupa Konseyi proje başlıkları ilan eder ve bunlarla ilgili ne kadar bütçe kullandıracağını söyler. Belediyelerin bütçelerinden pay ayrılarak onun STK’lara kent konseyleri aracılığıyla kullandırılmasının önümüzdeki dönemde gündeme gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Kent konseylerinin güçlendirilmesi halinde uzun vadeli işlerin yapılmasına çok ciddi bir katalizör olacağını düşünüyorum.’’