Üstadın şiirleri Uluslararası Sezai Karakoç Günleri kapsamında “Gün Onun O, Sonsuz İyilik Güneşi” adlı oturumda yazarlar tarafından yorumlandı
“Karakoç, hızır metaforuyla Anadolu’daki birikimi modernize etmiştir”
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 16-19 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen Uluslararası Sezai Karakoç Günleri, Kocaeli Kongre Merkezinde devam ediyor. “Gün Onun O, Sonsuz İyilik Güneşi” adlı oturumda yazar ve şairler Hüseyin Atlansoy, Yusuf Genç ve Ömer Erdem Karamürsel Alp Salonunda katılımcılarla bir araya geldi. Oturumda üstadın Hızırla Kırk Saat adlı eserinden bölümler okunarak yorumlandı.
HIZIR ALEYHİSSELAM İLE KARAKOÇ’UN TEMASI
Oturumun aynı zamanda moderatörlüğünü yapan yazar-editör Yusuf Genç, “1967 yılı şairin 30’lu yaşları, o dönemin zaman diliminde 1967 hatıralarında öğrendiğim kadarı ile Hızırla Kırk Saatin yazıldığı dönemde 5 Haziran 1967 tarihinde Arap-İsrail Savaşı başlıyor. ABD, Vietnam’da yeni geliştirdiği bir bombayı kullanıyor ve buna benzer birçok gelişme yaşanıyor. Türkiye’de ise 1960 darbesi sonrasındaki süreç devam ediyor. Hızırla Kırk Saatin içerisindeki bölümlere, başlıklara ve bunların içerisindeki ele alınan konulara bakıldığında Hızırla Kırk Saatin bölümleri Hızır Aleyhisselam ile bir temasla yazıldığı kanaatindeyim. Yani burada manevi yönün de olduğunu düşünüyorum. Karakoç, şiirle Türk modernleşmesinin sorunlarına gerçekçi ve teknik çözümler sunuyor. Yabancılaştığımız bir dünyadan haberler getiriyor. Sezai beyin Hızırla Kırk Saatini anlamak modern çocukların ya da modern bizim dışında kalan kendi kültür kodlarına dair bilgi eksikliği Hızırla Kırk Saati anlamadı ki zorluklarından birisidir” dedi.
“AÇIKLAMALARINDA VE ŞİİRLERİNDE HEP ÜÇLEME VARDIR”
Yazar Hüseyin Atlansoy, “Sezai bey dönemindeki şiir yeni gerçekçi bir şiir olarak adlandırır. Bundan sonraki açıklamalarında ve yorumlamalarında hep bir üçleme görürsünüz. Şiirsel serüvenine baktığımızda orada yine üçlemeler vardır. İsrail kelimesinin anlamı gece gezen demektir. Hızırla Kırk Saatin 37. şiirinde Filistin’e göndermede bulunmuştur. Bugünki duruma dair de bir gönderide bulunmuştur” dedi.
“KARAKOÇ GİBİ ŞAİRLER YÜKSEK POLİTİKANIN ŞİİRİNİ YAZARKEN”
Sezai Karakoç’un bir envanter şairi olmadığını belirten yazar Ömer Erdem, “Karakoç, şiirin kumaşına motifler saçma gayretinde bir şair değil. Sezai Karakoç’un şiirinde modern bir tavır vardır. Cemal Süreyya, ‘O en ilkel olan ile en modern arasında’ demiştir. İlkelliği bir durağanlık olarak değildir. Sezai Karakoç’un kavramsallaştırdığı İslam medeniyetine, tarihi ve sosyoloji biliminden bakışı vardır. O hiçbir zaman destansı bir bakış benimsememiştir. Şiir politikadır ama yüksek politikadır, Karakoç gibi şairler yüksek politikanın şiirini yazarken güncel politikanın parantezine sıkışmazlar. Karakoç, Hızır metaforu ile herhangi bir kültürel komplekse kapılmadan bütün Anadolu ve Mezopotamya’da oluşmuş birikimi modernize etmiştir” şeklinde konuştu.
TÜRK MODERN ŞİİR HAMLESİNİN BAŞLATICISI
“Annemin öğrettiği gül” adlı oturumda yazar ve şairler Osman Toprak, Sadettin Acar ve Aykut Ertuğrul, Karamürsel Alp Salonunda vatandaşlarla bir araya geldi. Sadettin Acar’ın moderatörlüğünü yaptığı programda Üstat Sezai Karakoç’un şiirleri seslendirildi.
HIZIRLA KIRK SAAT
Sezai Karakoç’un Hızır’la Kırk Saat kitabının 16. bölümünü seslendiren Osman Toprak, “Sezai Karakoç önemli bir şairdir. Sezai Karakoç iyilik düşüncesini benimsemiş, Hızır rahmetine 20. yüzyılda kavuşmuş, bununla yetinmemiş okuyucusunu da Hızır’la buluşturmuştur. Bu bölümde mısraların sonu sanki diye biter. Sanki kelimesi sözlükte şöyle açıklanıyor. Anlatılan düşüncenin gerçekten olmadığı ancak gerçekmiş gibi bir izlenim uyandırdığını belirtmek için kullanılır. Sanki kelimesinin uyandırdığı izlenim önemlidir. Şair İslami hayal ve imajla şiirini zenginleştirmiş koyunlardan insana, insandan hayata ölüme de öyle bir irtibat kurarak geceye gündüze ve kurban olmaya anlam katmıştır. Sanki kelimesinin her mısrada tekrarlanması izlenimi kuvvetlendirmek içindir” ifadesini kullandı.
UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ İMGELER
Sezai Karakoç’un Hızır’la Kırk Saat kitabının 16. bölümünü seslendiren Aykut Ertuğrul, “Üstadı 2 yıl önce kaybettik. Türk Edebiyatı için önemli bir kalemdi. Sezai Karakoç’un en önemli eserlerinden biri Hızır’la Kırk Saat’tir. Türk Edebiyatının bir diğer önemli ismi Cahit Zarifoğlu, Sezai Karakoç’un Hızır’la Kırk Saat kitabı için Türk şiirinin kendi kaynağına dönme eseridir diye bahseder. Sezai Karakoç unutulmaya yüz tutmuş birçok imgeyi yeniden dirilmiş, şiirlerinde buna yer vermiştir” açıklamasında bulundu.
BÜYÜK BİR ŞAİR VE ÖNEMLİ BİR FİKİR ADAMI
Sadettin Acar, “Büyük bir şair ve önemli bir fikir adamı. Siyasetçisinden vatandaşa kadar herkes Sezai Karakoç’tan etkilenmiştir. 50’li yıllardan itibaren şiirleri yayınlanmaya başlamıştır. Sezai Karakoç bu millet için büyük bir lütuftur. Bu millet üzerinde Sezai Karakoç’un büyük bir hakkı ve emeği vardır. Karakoç’un şiirleri Türkiye’de modern şiirin önüne geçmiştir. Yaygın görüşe göre Sezai Karakoç Türkiye’nin modern şiir hamlesinin başlatıcısıdır’’ dedi.