Zafer Partisi Sözcüsü Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu partimizin haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu: “Deprem sonrasında orada ortaya çıkan kaos, koordinasyonsuzluk, yardımların tam olarak yerini bulamaması, devletin mevcut imkan ve kabiliyetini tam olarak kullanamamış olması, Tük Silahlı Kuvvetleri’nin devreye geç girmesi, bu yönetimin sistemi tahrip etmesinden kaynaklanmaktadır.”
“Zafer Partisi olarak ilk günden beri sahadaydık. Ne zaman yardım gelmeye başlandı, ne zaman güvenlik zafiyeti vardı, profesyonel kurtarmalar ne zaman başladı, insanlar kendi yakınlarını canlı ya da hayatlarını kaybetmiş olarak kendileri mi çıkardılar, her türlü erzak her yere ulaştırılabildi mi, çadır yeterli miydi, bunların hepsini felaketi bizzat yaşayanlarla konuşarak, onlara elimizi uzatarak paylaşarak ya da götürdüğümüz yardımları paylaşarak destek olmaya çalıştık. Biz, devletçi bir partiyiz. Devletimize inanırız, güveniriz ancak, “Devlet ilk 2 gün yoktu” diyorsak siz de bize inanın, güvenin. “Güvenlik zafiyeti vardı, yağma vardı” diyorsak bize inanın güvenin. “AFAD ve Kızılay’da koordinasyonsuzluklar vardı” diyorsak, “Cenazelerimizi kefensiz defnettiklerini gördük” diyorsak lütfen siz de bize inanın ve güvenin.”
“Bu arada AFAD’ın koordinasyonsuzluğu nedeniyle yardımlarda, arama ve kurtarmalarda çok büyük sıkıntılar olduğunu vurguladık. Kızılay’ın ise liyakatsiz yöneticiler ve şaibeler yumağı içinde olduğunu gördük. Kızılay’ın amacı özellikle afetlerde yoksul ve muhtaç insanlara barınma, beslenme ve sağlık yardımı sağlamaktır. Dolayısıyla vatandaşımıza parasız çadır dağıtması gerekmez miydi? Böyle olduğu halde bir sivil toplum kuruluşuna hem de KDV’sini alarak çadır satması kabul edilebilecek bir konu mudur? Hem de tam 2050 tane çadır.”
Sakal bırakmayla yorgun ifadelerle bu iş olmaz
“Bir THY kabin amirinin anonsunu yaparken gösterdiği hassasiyeti bölgedeki hükümete yakın Milletvekilleri ve bazı belediye başkanları aynı hassasiyeti maalesef göstermemiştir. Kahkahalı görüntüleri sosyal medyada elden ele dolaşmıştır. Sakal bırakmayla yorgun ifadelerle bu iş olmaz. Samimi olmaları gerekir. İşte bu nedenle biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Türk milletine geri vermek için varız.
Enkazın altında kalmak; milletimizin suçu değildir.
“Enkazın altında kalmak; milletimizin suçu değildir. Üstüne kar ve yağmur yağarken kendi imkanları ile çıkıp göçüğün yanında annesini, babasını, eşini, evladını beklerken gelmeyen ekmekten, aştan, sudan, çadırdan; milletimiz suçlu değildir. Amik Gölü’nün havzasına, dere yataklarına, fay hatlarına, havaalanı, kamu binaları ya da konut yapılmasına müsaade etmek; oy ve rant kavgasıyla imar affı getirmek, saçma sapan kar ve rant amaçlı yapı denetim yolsuzlukları, yanlış şehir planlamaları, büyük ümitlerle bel bağladığımız AFAT ve Kızılay’ın sorumsuzluğu ve beceriksizliği, iki gün askerin kışlada tutulması EMASYA ve DAFYAR planlarından vaz geçilmesi, liyakatsiz yöneticilerin kritik yönetimlere getirilmesi ve sebep oldukları tahribat, çadır, tuvalet bir duş imkanı, konteyner bulamamak, akmayan su olmayan elektrik, her türlü haberleşme ve iletişim sorunları, yağmalama ve gasp karşısında güvenlik zafiyeti ile karşılaşmak; MİLLETİMİZİN SUÇU DEĞİLDİR.”
“Şu anda Malatya’da 5,7 şiddetinde bir deprem daha oldu. Bölgede bu konudan sıkıntı duyan tüm ailelerimize, devletimize, insanlarımıza, orada gönüllü olarak çalışan tüm görevlilere de geçmiş olsun diyoruz. İnşallah can kaybımız olmamıştır diyoruz.”