‘Arda Güler’e yakın bir tekniği olduğunu düşünüyorum’
‘Lefter’in çok fazla dip ve tepe noktası var’
‘Geçmişte ve şu anımızda ne yaşarsak yaşayalım yarın yine kardeş olarak uyanacağız’
‘Futbol bize iyi gelen bir şey’
Bir Ordinaryüs Hikayesi Filmi’nde Lefter Küçükandonyadis’i canlandıran oyuncu Erdem Kaynarca, “Bugüne yakın örnek vermek istiyorum. Lefter’in Arda Güler’e yakın bir tekniği olduğunu düşünüyorum. Arda Turan gibi inatçı olduğunu düşünüyorum. Kenan Yıldız gibi patlayıcı bir özelliği olduğunu düşünüyorum. Çok fazla oyuncunun iyi özelliğini bünyesinde barındıran çok özel bir adam olduğunu düşünüyorum. Alex’in hızlı koşabileni derdim belki de” dedi.
Oyuncu Erdem Kaynarca, Lefter: Bir Ordinaryüs Hikayesi Filmi’nde Lefter Küçükandonyadis’i canlandırdı. Erdem Kaynarca, bu rolüyle ilgili tüm detayları ve yaşananları Demirören Haber Ajansı’na (DHA) verdiği özel röportajda anlattı.
Lefter: Bir Ordinaryüs Hikayesi Filmi’nde çok uzun bir hayat dönemini anlattıklarını aktaran Erdem Kaynarca, “Yani rolü alabilmek ayrı bir heyecan, mutluluk, güzellik ama sonrasında bunun hakkını verebilmek de bir o kadar maraton koşusu gibi. Çalışman gereken çok fazla parametre var. Çok uzun bir hayat dönemini anlatıyoruz. Hepimiz her yaşımızda başka bir insanız ve Lefter’in de nasıl değiştiği ile ilgili çalışmam gerekti. Epey zorlu bir mücadeleydi ama iyi hissediyorum” ifadelerini kullandı.
‘HARİKA BİR DENEYİMDİ BENİM İÇİN’
Lefter’i canlandırırken bazı zorluklar yaşadığını ancak kendisi için harika bir deneyim olduğunu belirten Kaynarca, “Birkaç noktada zorlandım. Öncelikle aksanı ve konuşması. Çünkü hakkında çok fazla bilgi de yok, belge de yok, video yok. Hele ki gençliğiyle alakalı hiç röportajı yok. Orta yaş ve sonrasında var. Fakat bu adam Rum kökenli. Türklerle büyümüş. Rumca da konuşmuş, Türkçe de konuşmuş. Gitmiş Diyarbakır’da 4 sene askerlik yapmış. Türkiye’deki bütün aksanları duyarak konuşmuş ve yaşamış. Bulunduğu ortama da uyum sağlayan biri bence Lefter. Herkesten bir şey almış. Bu ülkenin çocuğu, bu ülke için her şeyi yapmış. O yüzden ağır bir Rum aksanından gittikçe daha seyrelen; gittikçe daha İstanbul Türkçesini de duyduğumuz, Diyarbakır’dan da bir şeyler duyduğumuz hale organik bir şekilde getirmeye çalıştım. Elimden geleni yaptım bu konuda Lefter’e özel bir aksan olması için. Onun dışında futbol sahneleri.. Harika bir deneyimdi benim için. Müthiş bir deneyimdi. Çok zorluydu ama yine de mutlu olarak yorulduğum bir dönemdi benim için” şeklinde konuştu.
‘PROFESYONEL FUTBOLCULARLA İDMANA GİRDİM’
Erdem Kaynarca, filmden önce 5 ay boyunca futbol çalıştığını ve profesyonel futbolcularla antrenman yaptığını dile getirdi. Kaynarca, “Filmden önce 1,5-2 ay kadar film sürecinde de 3 ay boyunca toplamda 5 ay boyunca ben her gün futbol çalıştım. Çok değerli hocalarla çalıştım. Fenerbahçe altyapısında hoca olan Mehmet Hacıoğlu (Bulgar Mehmet) ile çalıştım. Erol hoca var Taksim Spor’dan onunla çalıştım. Profesyonel futbolcu idmanları yaptım. Hatta Taksim Spor’da profesyonel futbolcularla da idmana girdim. Dereağzı Tesisleri’nde bana ait küçük bir kafes yaptılar daha doğrusu vardı bana verdiler. Ben o kafesin içinde 4 saat antrenman yaptım. Evde kendi kendime kedileri, buzdolabını ve eşyaları çalımladım. Çok zevk alarak çalıştım. Onun dışında setimizde çok değerli dublörlerimiz vardı. Murat Barutçu ve onun gibi profesyoneller. Fakat ben sürekli ‘Hocam bunu da ben yapabilir miyim’ dediğimde ‘gerek yok’ denmesine rağmen ‘olsun hocam yine de ben yapayım’ diye diye hem onlarla birlikte hem kendi başıma ve neredeyse her şeyi ben yaparak bu süreci atlattım. Ve biraz da sakatlandım” sözlerini sarf etti.
‘LEFTER’İN ÇOK FAZLA DİP VE TEPE NOKTASI VAR’
Lefter’in hikayesinde kendisini tetikleyen anlar olduğunu söyleyen Kaynarca, “Lefter’in çok fazla dip noktası ve tepe noktası var. Örnek veriyorum maçın içinde attığı bir gol bile sadece bir gol değil. Birçok şey ifade ediyor. Onun var olma mücadelesini ve aidiyet mücadelesini temsil ediyor. Böyle bir yerden aslında hep çok zorlandım. Benim için özel sahneler tabii ki var. Özellikle annesiyle olan vedalaşması, babasıyla olan vedalaşması, Türkiye-Yunanistan maçı, 6-7 Eylül olayları.. Yani epey var. Herkese göre de değişir sanırım bunun önemi” ifadelerini kullandı.
‘GEÇMİŞTE VE ŞU ANIMIZDA NE YAŞARSAK YAŞAYALIM YARIN YİNE KARDEŞ OLARAK UYANACAĞIZ’
Erdem Kaynarca, ‘Böyle bir dönemde Lefter’in hikayesi sizce neyin altını çiziyor, hangi değeri hatırlatıyor?’ sorusuna ise “Hoşgörü, kabullenme, hepimizin koşulsuz şekilde burada yaşıyor olması ve hepimizin karşı taraf bizden ne kadar farklı olursa olsun güzelce beraber yaşayabilmesi hissiyatını ve duygusunu Lefter bize gösteriyor bence. Her şeye rağmen geçmişte ve şu anımızda ne yaşarsak yaşayalım yarın yine kardeş olarak uyanacağız. Hepimiz bu ülke sınırları içerisinde uyanacağız. Birlikte olmaktan başka bir çaremiz yok. Lefter bize bunu anlatıyor” şeklinde cevap verdi.
‘SAYGI DUYDUĞUM İNSANLARDAN GÜZEL TEBRİK YORUMLARI ALDIM’
Filmle ilgili güzel yorumlar aldığını aktaran Kaynarca, “Çok onore eden yorumlar aldım. Komik yorumlar da okudum. Bol esprili yorumlarda gördüm. Fakat beni şaşırtacak şekilde saygı duyduğum insanlardan güzel tebrik yorumları aldım. Bu çok onore edici tabii ki” dedi.
‘LEFTER’İN ARDA GÜLER’E YAKIN BİR TEKNİĞİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM’
Lefter’in Real Madrid forması giyen milli futbolcu Arda Güler’e yakın bir tekniği olduğunu vurgulayan Kaynarca, “Bugüne yakın örnek vermek istiyorum. Lefter’in Arda Güler’e yakın bir tekniği olduğunu düşünüyorum. Arda Turan gibi inatçı olduğunu düşünüyorum. Kenan Yıldız gibi patlayıcı bir özelliği olduğunu düşünüyorum. Çok fazla oyuncunun iyi özelliğini bünyesinde barındıran çok özel bir adam olduğunu düşünüyorum. Alex’in hızlı koşabileni derdim belki de” sözlerini kullandı.
‘FUTBOL ALGIMDA DAHA BÜTÜNCÜL BAKMAYA BAŞLADIM’
‘Film sonrası futbol algınızda ne değişti?’ sorusunu da yanıtlayan Erdem Kaynarca, “Futbol algımda daha bütüncül bakmaya başladım. Hep futbol severdim zaten. Hep hayatımda futbola ilgim oldu. Konsol oyunu oynamak olsun, hobi olarak takip etmekte olsun, dünya futbolu, ülkemizin futbolu hep takip ederim. Nasıl bir fark oldu; geçmişten bugüne tekrar geri getirmemiz gereken hoş duygular var. Çok endüstriyelleştirmesi bazı şeylerin önünde engel olabiliyor. Bu sporu ayakta tutan taraftarlar. Taraftarlar birbirlerine ve eğlencelerine sahip çıkarsa belki bir şeyler toparlanır. Ben olaya böyle bakıyorum” cevabını verdi.
Sette komik anlar yaşandığını da dile getiren Kaynarca, sözlerine şu ifadelerle devam etti:
“Komik bir şey anlatabilirim. Meri ve Lefter arasında bir kavga sahnesi çekilecek. Arabayla bir yere geliniyor. Meri hızlıca arabadan iniyor, Lefter de peşinden gidiyor. Bunu çekiyoruz. Meri arabadan indi. Lefter de arabadan indi ama Lefter el frenini çekmeyi unutmuş. Arkasından araba devam etti. Bunlar da eski bir arabaya yani. Allah’tan sağlam arabaymış. Herkes peşinden koştu. Ben de peşinden koşup içine atladım. El frenini çekmeye çalıştım. Bulamadım el frenini. O sırada araba gidiyor. Dekora girse çok büyük hasar o dekor. Allah’tan o eski araba başka bir eski arabaya tosladı. İkisine de hiçbir şey olmadı. Korkutucu ve çok komik bir anıydı. Hiç kimseye hiçbir şey olmadığı için çok eğlenceli bir anıydı.”
‘FUTBOL BİZE İYİ GELEN BİR ŞEY’
Son olarak futbolseverlere mesaj gönderen Kaynarca, “Futbol bize iyi gelen bir şey. Bizi birleştiren bir durum. Filmde de söylendiği gibi, ‘ezeli rekabet, ebedi dostluk’ barındıran bir durum olması gereken bir yapı. Buna sarılalım. Gerisi kolay olacak. Taraftara bunu söylemek isterim sadece” diyerek sözlerini noktaladı.










